Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Güzel günler

Hayat tam pes ettiğin , koy verdiğin anda değişiyor, bende hep böyle oldu. Ya da öyle zamanlarda Allah'a aczimi öyle güzel dillendiriyorum ki kibrimden sıyrılıp , bana bir ferahlık veriyor. Herşey yolundayken 2 çoçukla , Mehmette yok ama ne güzel idare ediyorum diye kibirleniyorum belki de sonra herşey sarpa sarıyor. Bir anda dibe çöküyorum. Daha fazla dayanamıyacağım gibi hissettiğim anda işler tekrar rayına oturuyor. Kul sıkışmadan Hızır yetişmez... Ayın 29 yani 2 gün sonra Mehmet geliyor. Güzel günler başlıyacak. Bir kontrat daha bitirdik. Bakalım nasipte kaç tane daha var. Ayın 16 sında Eylül ilk adımlarını atmaya başladı. Günden güne yürüyüşünü ilerletiyor. Bu sevimli halleri beni çıldırtıyor bir yanda kıskançlıklar başlıyor tabi. Kemal Mehmet'in geleceğini duyduğundan beri beni paylaşacağını düşünüp kaygılanıyor sanırım. Bana düşkünlüğü arttı. Zaten hep ilk geliş günlerinde uyum sıkıntısı yaşanıyor. Geçenlerde Kemal'in su tabancasını kırdım. Bana diyor ki anne bun

Kemal 'in Kaka Tutma Sorunu

Resim
Geçtiğimiz 1 yılda 2 çocuklu hayatımda beni en çok yoran şey neydi diye düşündüğümde cevap tartışmasız Kemal'in kaka sorunu. Yoran neydi derken olay geçmiş değil hani , hala yormaya ve psikolojimi altüst etmeye devam ediyor. Yazarken bile daralıyorum aslında ama tarihe not düşme açısından yazmalıyım. Kemal ile aramızı açan, ilişkimizi geren , beni kötü anneliğe zorlayan ne varsa hepsinin temelinde bu var. Bu sorun içinden çıkılmaz bir halde ve Allah'ım yardım et , daha başka çarem kalmadı. Olayların başlangıcı benim 2 aylık bir Eylül'le(ki çok kolay bir bebekti suçu ona atmıyorum) ve Mehmet yeni gemiye gitmişken (tam bir hata) Kemal'e tuvalet eğitimi vermemle başladı(etrafın gazı aklıma s....). Çişi 1 haftada hallettik gel gör ki kakayı tuvalete yapmayı başaramadık. Biraz üstüne gittim sonuç alamayınca kaka zamanı bez bağlamaya başladık. Bir süre iyiydi sonra baktım ki çişini yapmaya üşenince bez istiyor, baban gelene kadar bez var gelince atıcaz diye milat koyduk.

Kötü Anne / İyi Anne

K.Kemalin poposunu yıkarken anne soğuk suyla yıkama dedi. Dünya başıma yıkıldı bunu duyunca çünkü geçen yaz poposunu bir kere soğuk suyla yıkamıştım. Nasıl bir vicdana sahibim bilmiyorum öfkeliyken gözüm dönüyor bazen. 1 yıl geçti üzerinden hala unutmamış. Benim karşımda ne kadar çaresiz olduğunu unutuyorum bazen, sonrada vicdan azabından içim parçalanıyor. İ. Hata yaptığımda telafi etmeye çalışıyorum, aman nasılsa bunlar çocuk unutur diye boş vermiyorum. K.Oyun oynamayı beceremiyorum. Oyuncaklarla oynarken çok sıkılıyorum bunu o da anlıyor zaten fazla oyamaya hevesli değil benimle. İ.Oyun hamuru, boyama , su oyunları , taş oyunları , parka gitme konularında iyiyim. Hemen her gün bu gibi şeylere zaman ayırıyorum. K. Çok bağırıyorum. Sükunetimi çabuk kaybediyorum. Sakin ses tonunu fazla koruyamıyorum. Bazen buna çok içerliyor(özellikle amacının yaramazlık olmadığı durumlarda) ,bazen o da bağırıyor. Kardeşini uyarırken bağırmasının sorumlusu benim. İ.Çoğu zaman sabırlı ve ilgil

Kıvırcık Saç Ürünleri-2

Resim
Amerikadan Vloglarda görüpte merak ettiğim ürünleri ısmarladım. Kullandıkça buraya not düşeyim de unutmayayım diyorum. Niye Türkiye'de satılmaz bunlar anlamıyorum Gratis ve Watson a mail bile attım tık yok.  Kıvırcık saçlılar olarak bu kadar mı azınlığız yani? Çevremde kıvırcıklarını ne yapacağını bilemez bir dolu insan görüyorum, hepsine tavsiye veresim geliyor benim böyle zamanlarımı hatırlayarak. Youtube'da bir dolu yabancı kanal var bu konuda da tr de hiç yok. Kanal açsam çok izlenirim valla da özgüvenim o kadar tavan değil. Tüketime açamam kendimi sanırım. Aldıklarım; 1. Shea Moınsture Smoothie : Zengi kıvırcıkların ayıla bayıla kullandıkları bir ürünmüş. 7/24 gibi birşey. Jöle öncesi saçı yumuşak şekillendirme için 2. Aynı seri style milk 3. Yine aynı marka bir çeşit 7/24 (Parlaklık ve yenileme vaadediyor. Röfleden sonra en ihtiyaç duyduğum şey.) 4. Kıvırcıkların çok sevdiği ucuz jöle(kime göre ,bizdeki kura göre deil

Tam Anlamıyla Mutluluk???

Resim
Mutluluk böyle bir şey benim için. İçinde bir sürü renk var , tozpembe değil. Bunu yaşayan bir ben değilimdir eminim. Birisi için , bir şeyler için hep içimde saklı duran endişe , özlem , kaygı ... Mehmet yokken ona özlem , geldiğinde ailemden uzaklaşmanın burukluğu ona alışmanın kaygısına karışır . O gelince çocukları ihmal ediyormuşum gibi gelir yine içim ezilir.O da bunu fark eder geldiğime sevinmedin diye üzülür. Böyle değil tabi ki ama haklı da bir yandan. O hesapsız mutluyken ben niye böyleyim anlayamaz. Mehmetli hayatıma alışırım bu seferde o sırada sorunu olan bir yakınıma dertlenirim. Niye böyle bilmem ki? Aslında pozitif ve çözümleri kolay gören biriyim, çevresine boşver takma diyen genelde ben olurum. Ama konu mutlak mutluluksa bu konuda kötüyüm evet. Sanki böyle hissedersem bozulacak herşey. Çok gülme ağlarsın gibi bir şey. Bu nedendir? Oluş mu?Öğreniş mi?Burç mu?Yıldızlar mı?Hormonlar mı?