Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Düşüncesi Bile İyi Gelenler

Tatil tabi ki tatil, şubat ayının ilk haftasına tüm detaylarına kadar bir tatil planlamaya karar verdim, bu tatil 4 kişilik ya da 1 kişilik olacak. Ya hep ya hiç. Sıcak ama fazla uzak olmamalı, o zaman Akdeniz'in Afrika kıyılarını düşünmeliyim ya da Kızıl Deniz,belki de Arap yarımadası. Fazla kalabalık ta olmasın, şuan aklımı Sharm El-Şeyh çeliyor, araştırmalarım derinleştikçe bu yazıyı güncelleyeceğim. Edit 27.11 Yaz tatilinin 3 saatlik uçuş ile mümkün olmadığına ikna edildim(Mehmet saolsun). Şuan araştırmalarımı Bulgaristan kayak otelleri olarak güncelledim. Bakalım... Edit 22.11 Çoçuklarla kış ortası arabayla dağ başı gibi gibi derken son plan değişikliği karı koca(bu kısmına çok stres yapıyorum) 3 gün Amsterdam. Bakalım...

Kızgınım

Resim
Yazacak bir sürü güzel notum vardı aslında ama şuan bunu yazmak bana iyi gelecek. O'na çok kızgınım, beni çoçuklarım ve onun arasında seçim yapmaya zorladığı için kızgınım. Çocukları mecbur değilsem bırakmak istemiyorum, bunun altında yatan sebep onlara düşkün olmam kadar bırakacak kişinin ailelerimiz olması da aslında. Çünkü kimseye borçlu hissetmeyi sevmiyorum. İnsanlara sık sık ricalarda bulunmayı sevmiyorum, benim yüzünden başkasının sıkıntı çekmesini istemiyorum, çoçuklar üzerindeki kontrolümü kaybetmeyi düzenlerinin kaçmasını sevmiyorum. Ama seçimimi çoçuklardan yana kullanınca ona izin vermek zorundaymışım baskısından nefret ediyorum(tamam ben kendimi feda ederim sen hayatına devam et!). Ya da ilişkisini ihmal eden "fazla anne" şeklinde yaftalanmak istemiyorum çünkü durum bu değil bence. Bu yılın zor bir sene olacağını bekliyordum ben ve yaşadığım mahrumiyetler(gece gezmeleri, dışarıda yemekler,haftasonu kaçamakları) bana zor gelmiyor sadece geçmesini bek

Teleferikle Uludağ

Resim
Okulum Uludağ karşısında, haliyle manzara oldukça etkileyici, bu aralar dağı izlemek ayrı bir zevkli ,renkler muhteşem. Havayı da güzel bulmuşken teleferikle dağa çıkalım manzara izleyelim istedik. Aslında istediM çünkü Mehmet çoçuklu doğa aktivitelerine hep mesafeli yaklaşır, aslına baksan çoçuklar bizim hayatımıza uymalıdır fakat bu görüşün ikimiz açısından yorumlanışı biraz farklı. Neticede benden duyacağı bıdıbıdıları göze alamayarak yolculuğa razı oldu. Fotolardan da memnuniyeti görülüyor zati...  Salı günü saat 12 buçuk gibi arabayı teleferik otoparkına bırakmıştık. Haftaiçi olması nedeniyle yoğun değil, fakat en yoğun zamanlarda da en fazla yarım saatlik bir sürede teleferiğe binmiş oluyorsunuz. Teleferik ücreti 38 lira, otopark ücretli saati 5 lira sonrası her saat 3 lira(pahalı bence). Şuan Sarıalan son durak otellee gidiş hattında bakım var. Kemal teleferiği korkunç buldu ve her yerde acımasızca konulan abur cubur stanları sebebiyle bizi darlasa da sorunsuz bir yol

Bıdıklarım Büyüyor

Resim
 2 çoçuklu hayatın zevklerini yaşıyorum bu ara, çünkü Mehmet burada. Ve hayat tabi ki keyifli hızla gürül gürül akıp gidiyor. Mehmet yokken geçirdiğim 45 gün 4,5 ay uzunluğundaydı, şimdi ise o geleli 1 ay oldu ve bana sadece 1 hafta gibi geldi. Markete onunla gitmek, banyodan sonra giydirecek birinin olması, yatağı açan uyutan yediren birinin olması ne büyük nimet Allah ım. Gerilmiyorum, çünkü kendime aşırı yüklenmiyorum, kuzularım da gerilmiyor dolayısıyla.  Mutlu mesut yaşayıp gidiyoruz. Hatta uzun süredir aklımda olan reformer pilatese bile başladım. Çok şükür Allahım Kendime Not: Mart ayınca devamlı birini bul, zira benden bi kontrat daha çıkmaz gibi hissediyorum. Velhasıl zalımsın zaman, gözümün önünde hızlıca büyüyorlar. Bunca uykusuzluğa ve yorgunluğa karşı bu günleri çok özliyeceğimin farkında her anın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Bu yazımda 27 ay arayla 2 çoçuk sahibi olmanın iyi yanlarını yazacağım çünkü iyimser bir günümdeyim:) 1. Birbirlerini sevdiklerini ve

Kemal...

Kemal annemin apartman boşluğunda sebepsizce bağırıyordu. Bu aralar bağırmayı çok seviyor, Eylül'de o bağırınca bağırmaya başlıyor. Bunlar mutlu mutlu bağırırken ben hiç mutlu değilim. Susun diyorum faydasız. Birkaç komşu da ne oluyor diyerek kapıya çıkınca Kemal'i çimdikledim. Kemal; yüzü ekşidi keyiften acıya keskin bir geçişle şaşırdı anne acıttın dedi.Acısın die yaptım dedim, o zaman sana mektup yazmıycam dedi(bu aralar mektuba taktı bana mektup yaz okuldan diyor ya da sana mektup yolluycam anne diyor). O zaman üzülürüm dedim, içi buruk tamam yazarım o zaman dedi. Allah 'ım ne kadar yalın,masum bu çoçuklar. Bazen kendime Kemal'i örnek almak istiyorum. Kızıyorsan kız,üzgünsen ağla, sevmekten vazgeçmiyeceksen boşuna trip atma. Ertesi gün Kemal'in kolunda morluk gördü Mehmet bana okuldan mı acaba dedi bende çimdikledim belki ondandır dedim(halbuki o kadar sert çimdiklemedim nie öyle düşündüm o an bilmiyorum sanırım günah çıkartmak istedim) Mehmet'te

Kemal...

Kemal: (Arabayla dar bir aradan giderken) Anne arabalara dikkat et,  Ben: Tamam canım ben iyi bir şöförüm.  Kemal:Tamponu kıran kimdi anne??? (Geçenlerde site kapısına çarpıp tampon korumayı kırdım) Ben:??!!><!? Çok hızlı büyüyorsunuz:)

Podcast

Resim
Çalışmaya başlamamla birlikte trafik çilesine giriş yaptım. Hergün tam trafik saatlerinde tam da dolu rotalardan geçiyorum. Haftanın 3 günü günde 2 saatten 6 saatim boşa gidiyor, çok şükür diyelim. Toplu taşıma kullanabildiğim zamanlar bunlar kitap okuduğum mutlu zamanlardı fakat bu yıl araba kullanmak zorundayım. Ne yapabilirim peki derken podcastleri keşfettim. Şu sıralar hayatımın keşfi bence. Podcast'i kayıtlı sohbetleri dinleme olarak açıklayabiliriz sanırım. Telefonumda CastBox uygulamasını kullanıyorum. İnlemeyi sevdiğim podcastler ise 1-Dünya Nereye Gidiyor?: Biraz geyik biraz popüler kültür 2-Kaçık Prens : Psikoloji üzerine gayri ciddi konuşmalar 3-Fütuhul Gayp -Abdulkadir Geylani : Makale makale itabın seslendirilmesi 4-Psikoloji Günlüğü : Psikoloji üzerine bilimsel sohbetler 5-Açık Bilim : Bilimsel makaleler 6-NTV Radyo : Ntv yayınları tarzı podcastler,ekonomi kültür sanat vs. Bunlar benim ilgi alanlarıma göre seçtiklerim. Dil sorunu olmayanlar için çok d

Sağlık Hizmetleri

İyi bir sağlık hizmeti almak niye bu kadar lüks bu ülkede bilmem ki. Devlet hastanelerinde karşılaştıklarımın çoğunluğu karşıdan bakıp eline uzun bir reçete tutuşturan cinsindendi. Es kaza çocuğuma sevgiyle yaklaşan muayene eden birine rastlarsam sarılıp öpmemek için kendimi zor tutuyorum. Özel hastenelerdeki durum randevu saatinde hizmet alamama (devletin acil hastaneleri bile daha dakik, doktorların odak noktaları saate uyum sanırım), en ufak bir şikayette en kötü senaryolara göre bir tablo çizerek tedavi uygulama, yapmacık bir ilgi. Aradığım gibi bir doktora denk geldiğimde ise sonuç değişmiyor. Aşırı yoğunluk, acil durumlarda ulaşamama. Randevu ile tamam ama randevusuz gitmem gerektiğinde(ki zaten çocuklar plansız hasta olur) uzun zaman beklemek zorundalığı. İyi sağlık hizmeti alabilmenin tek yolu doktor bir eş dost akraba. Bu durum beni ümitsizliğe sürüklüyor. Bir şikayetim olduğunda çoğu zaman yaşacaklarımı düşünüp gitmeden vazgeçiyorum. Çocukları mecbur götürdüğümde ise asla