Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eğleniyorsan Bir Hata Olmalı...

Resim
Bu aralar her gece mutlaka bunlardan birini izliyoruz. Geçen hafta Charli'nin Çikolata Fabrikası , ondan önce Lego Movie'ye takmıştık. Sağdaki bir fransız animasyon filmi, çok güzel fakat çoçuklar için uygun mu bilemedim, fazla hüzünlü. Zaten bu aralar ölüm fikrine takmış olan Kemal'in korkuları bu film ile tavan yaptı. Sürekli ölümden bahsediyor, anne çoçuğun annesi ölmüş sen ölme, dedem ne zaman ölecek , eğer burdan düşsem ölürdüm anne gibi. Gece yanımıza gelmelerinin bununla bir ilgisi var sanırım.  Nasıl cevap vereceğimi şaşırıyorum. Kimse ölmeyecek insan yaşlanınca ölür hiçbirimiz yaşlı değiliz gibi saçma sapan cevaplar veriyorum. Ben de her gece aynı hikaye kitabını dinlemekten hoşlanırdım fakat şimdi yanlışmış gibi geliyor,içim pek rahat değil .  Çoçuklarla şöyle bir his edindim, rahat batıyor bana. Eğer kendi kendilerine eğleniyorlarsa ya da aynı filmi tekrar izlerken sessiz sakin oturuyor bana da kahve keyfi yapmaya zaman kalıyorsa birşeyleri yanlış y

Bugünlerde...

Resim
Dün gece evde hoş müzikler çalıyordu, tv kapalıylı. Çoçuklar odalarında oynadılar ve 11'e doğru sorunsuz bir uyuma seansı yaşadık. Ne güzeldi herşey ,her zaman böyle olmuyor o yüzden tarihe not düşmek istedim. 10 buçuk'tan önce uyku seansları bol ağlamalı,sinir stres ile geçiyor. Çoçukların 9 da yatağa gitme olayından vazgeçiyorum.Kemal öğlen uyumazsa 9 da yatıyor,sorunsuz. Diğer türlü 2 saat yatakta dönüp uyuyamıyor. O yatmadan Eylül'ü yatırmak ayrı bir hadise.2sinide 11 de yatırmak en temizi. Eylül'ün meyva ile arası iyi Kemal ise seçili mevyaları hapur hupur, bazılarının zorlamayla bi miktar bazılarınıysa hiç yemiyor.Ama bu konuda ısrarcıyım tuvalet sorunu anca böyle hallediliyor. Kemal bu günler hergün tuvalete gidiyor, hala hepsini bitirmese de 4 yaş'a doğru tünelin ucundaki ışık görünmeye başladı sanırım. Fakat bu sefer de her gece yanımıza gelmeye başladı. Aramıza alırsam neyse ama yanıma kedi gibi kıvrılıyor ve uyandığımda heryerim tutulmuş oluyor. Ayr

Yanlış!!

Resim
Bir söz vardı, en büyük hata aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar ummaktır(bunun gibi birşey) Çevremde bu sözün çeşitli örnekleriyle meşgulum şuan. Aynı hayat tarzını sürdürerek farklı sonuçlar beklemek düpedüz hayalcilik ya da kendini oyalama diyelim. Sağlıksız beslenme,sıfır hareket ve benzeri şeylerle sağlığı bozulmuş bir yakınım var. Bu kişi aynı hayatı sürdürüyor fakat sağlığını ilaç içerek düzeltmeyi umuyor ve tabi ki başaramıyor. Ve gitgide bozulan sağlık ve kalitesiz hayat tarzını kaderiymiş gibi algılayarak depresif bir ruh haliyle içimi şişiriyor. Şimdi bu kişiye ne yapmalı, birini değiştirmek (bir de 50 yaş üstü ise) mümkün mü? Tabi ki hayır! O zaman tek yapılabilecek o kişiye karşı aldığın tavrı değiştirmek olabilir. İşte ben burada tıkanıyorum dostlar , hayat enerjini emen birisiyle bunu takmadan diyolog kurmak nasıl mümkün olur? Bunun senin aşağı çekmesine, canını sıkmasına nasıl engel olunur? Zaten enerji tasarrufu ampul kadar kalmış enerjimi bu tip insanla

İçimdeki Kötü

Resim
İçimdeki kötü böyle tatlış(yersen) Bazılarını görüyorum ki doğuştan iyiler, bu bir zorlama değil. Kolay sinirlenmeyen, art niyet aramayan, verdiğinin karşılığını önemsemeyenleri kast ediyorum. Benim ki öyle değil sanki, ben iyi olmaya çabalıyorum. İçimdeki herşeye misliyle karşılık vermek , entrika yapmak , empati yapmamamak, hesabını şimdi görmek isteyen bir kötü var ve ben onu hep susturuyorum.Susturmamın 1.sebebi dini inancım ise 2. sebep  aferin delisi olmam.İçimde taktir bekleyen küçük kız büyüyemiyor bi türlü(bkz. ortanca çocuk olmak) Halbuki bazı doğal dürtüleri susturmanın bir bedeli var ,iç dünyanda yaşadığın sebepsiz(!) sıkıntı,kendine yabancılaşma ve asabiyet. N'olur sanki serbest bıraksam(acaba bırakabilr miyim?)  Kendimi olduğu gibi ortaya koyabilmeyi, eleştirilerden etkilenmemeyi ne kadar isterim bir bilsen. Monteigne denemeleri okuduğum zaman kendine yaklaşımından çok etkilenmiştim. Kendini beğendirme kaygısı olmadan tarafsızca ortaya koyabilmek

Bir Dönemin Kapanışı

Resim
Abiyi okuldan alma 28.11 tarihinde ani bir kararla Eylül'ü emzirmeyi bıraktım. Aslında 20.ayda bırakmayı düşünüyordum, 2 ay erken bıraktığımız için içime sindirmem zor oldu ama baskılara(Mehmet) boyun eğdim diyelim. Olay şöyle gelişti; gece Eylül ün bilmem kaçıncı meme diye ağlaması ve ağzında meme olmasına rağmen durumdan memnun kalmamasına daha fazla sabredemeyen ben, gecenin ilerleyen saatlerinde olayı babaya devrettim. Tabi ki babasının yanında uyudu fakat sabaha karşı tekrar uyandı fakat baba uyanamadı olayı yine ben devraldım. Yamuk yatmaktan her yerim ağrıyordu(yine). Mehmet te bu böyle gitmez artık bırakmalısın diye beni ikna etti. Aşırı düşkün nasıl olacak diye çeşitli yöntemler düşündüm, fakat en iyisinin her meme dediğinde meme bitti demek ve bu konudan o açmadıkça yanında konuşmamak olduğuna karar verdik. İlk gün öğle ve akşam babası uyuttu. Uzun bir ağlama seansı sonunda uyudu. Gece kalktığında ise tekrar aynı olay tekrarlandı. Bu sefer olay memeden "a