Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2024 Sonu

Resim
Bugün delik olduklarını görsem de aldım kestaneleri teyzeden. 25 ' te de alıklıklarımın değişeceğini sanmam. 24 'ün son gününde yine zor bir iş yaptım, hiç gerek yokken kendimi yordum. Bu keşke değişse ama bundan da umudum yok. Pek güzel gezemedim bu yıl, biraz çoşkusu azdı. 25'te biraz çoşsam fena olmaz. 24'te çok garip ilklerden geçtim, kimi hoş kimi nahoş ama hepsini aldım kabul ettim. Yeni halimi sevdim. Sevdiklerime bazen iyi geldim, bazen yetemedim ama önemsedim. 24'te sevmediklerime de merhamet ettim, bu zararlı iyilerden galiba. Tuz gibi , şeker gibi... Yine neşemi mizaha giydirdim, pür neşeye hakkım yok sanki.  Sevgilimle senenin üçte ikisini beraber geçirdik, bize göre gayet iyi, iyi geldi. Bursa'ya dönüşümün 11. yılında köklerimi kabullendim, evimin burası olduğunu ve hep burada yaşayacağıma ikna oldum. Foça'yı olduğu haliyle, olduğu kadar sevdim.  Saç rengimi değiştirdim, oldu-olmadı ama dönmedim. Görünüşümü , bedendeki değişimleri ve değiştirmek...

Bitmeyen Suçluluk

Kadınlar arasında kuşaklar boyu neredeyse istinasız bir şekilde aktarılan bir his suçluluk hissi. Her daim bazen inceden bazen ağır , düşündüğün , söylediğin, yaptığın, yapmadığın her şey için suçlu hissetmek. Kadınların şık yaşadığı kararsızlık sorununun ana kökeni bu bana kalırsa, bilimsel kökenini araştırmadım. (kaynak:ben)  Bazı kadınları izlemeye alırım ben, nasıl hafif ve doğal davrandıkları ilginç gelir. Sanırım onlar bu histen azade olabilenlerdir. Dün birilerini tiye alıp eğlendim (kendimce onlara duyurmadan) Dün birilerine teşhis koydum, yargıladım,anlattım( belki acımasızca ama benimle ilişkilerinden ve gözlemlerimden yola çıkarak kendimce) Bugün sevdiğim herkese ihanet etmiş gibi hissediyorum.

Duyma İhtiyacı

Resim
Kızdım ona, hak verdim kendime, içim biraz buruk ama sürdüremem ki! Gece bolca konuşup kozlarını paylaşmak yok ki işin sonunda, uzak ilişki zor. Bazı meseleler demir leblebi, yutamaz yutkunursun.  Çok kişisel gelişmemek lazım belki de ilkel benliğin yaptığı şeyler de az değil. Okuduklarını yapar da içini duyamazsan sonra ne olur? İç sesim rüyalardan sesleniyor bu ara, hem nasıl anlamlı. Rüyalarımın senaristi Freud sanki. Bugün okul var, sabah sayfalarına dökemeyince içimi birazı buraya taştı.

Bizi çağıran nedir?

Resim
Birinin davetine gitmek ile gitmemek arasında ikirciklenme üzerine; Gitmekteki motivasyon geçmişte o ortamda yaşadığımız güzel anılardır. Ama buluşma kendine özgüdür. O günkü biz , güncel olaylar daha bir çok şey o anki buluşmaya eşlik eder.  Ya gitmemekteki motivasyon? Muhtemelen aynı sebep fakat bu sefer ki kötü çağrışımlı olanı. Bazen kalabalığı girmek beraberinde o kadar çok görev gerektirir ki bunları yerine getiremeyecek kadar yorgun hissederiz. Her tercih bir diğerini seçmemek bir yandan da, yapılacaklar listesinde olmayan bir etkinliği araya almaya değer mi? İşte böyle ve böyle yalnızlaşıyoruz belki de kim bilir?

Orada olmak mı cidden?

Resim
 Bir sürü görüntüye bakıyoruz , cennetin resmi gibi yerler. Keşke orada olsam... Aslında orada olduğunda hava 40 derece ve akşam üstü her yerini şişleyen sinekler var mesela.  Ya da müthiş bir Avrupa kırsalı, İsveç görselleri keza...Oradayken soğuktan yüzün uyuşmuş, ısınmak için girdiğin mekanda görselini beğendiğin çoğu şeyin tadı pek de senlik olmaz. Üstüne üstlük henüz 6'da her yer kapanmış ya da oldukça ıssızlaşmıştır, soğuk ta dayanılacak seviyeyi geçmiştir.  Hele bir de her gittiğimiz yerde önümüzde uzanan kocaman yapılacaklar listesi, yapsan sen gibi olmuyor; yapmasan da yazık mı oluyor acaba? Yaptığımız seyahatlerin ne kadarı biz, ne kadarı popüler kültür?

Aralık

Resim
Dinlenme günüm bugün, bir süredir yoğundum. Kendime yarattığım bir yoğunluk , arkadaşlar geldi, arkadaşlarla buluşuldu ,avm mesaisi vardı bir de hafta 4 spor. Bir kısa Foça yolculuğu da eklenince keyifli ama yorucu bir ay geçirdim. Sabah sayfalarımı yazarken birden deniz kıyısında yürüme isteği doğdu içime. Sese kulak verdim hemen, iyi ki verdim. Hava da deniz de muhteşemdi. Blog dünyasını sıkı takip edemedim bu ara, feedlyi açıp bakınca çoğunluğun Aralık ayı ile birlikte hızlandığını gördüm. Benim ki gibi. Defterler dolduruyorum, okuyorum, zihnim hep meşgul uyku problemi yaşıyorum. Bilenlerin yalancısıyım, retro varmış yine sebep bu mu? Bu konulara biraz dalsam keşke. Hepsi derya deniz bilgiler ve üstüne hiç okumadım. Minik retro hap bilgileri sadece. Ama kendimde ( ve çevremde) hissettiğim değişikliklerin bir açıklaması olmalı.  Bu ay üç tane ayrılık haberi aldım. İlginç olanı bir tanesini rüyamda gördüğüm için arkadaşımı arayınca öğrendim.  Enerji/his adına her ne dersek o ...

Bana Ne Gerek ?

Cevabını bilsek ve elde etsek sorun kalmayacak. Ama temeldeki esas sıkıntı bulamamak değil bilememek. Tedaviyi bilmeden yanlış ilaç kullanıyoruz. İyi dinlemek lazım bünyeyi Şu an bana gereken kabul ve sınır.