İstanbul Gezmeleri-Nişantaşı ve Heybeli Ada
C.tesi günü havayı fırsat bilip vurdum kendimi İstanbul sokaklarına. Otobüs ile Osmanbey durağında indik(c.tesi günü araba kullanmamanız yararınıza). Nişantaşı kaldırımlarının darlığı buranın en büyük sorunu bence,vitrinlere doya doya bakamıyorsunuz çünkü yanınızdan geçenlere yol vermek zorundasınız. Reasürans çarşısı ve kafeleri yine doluydu,ama yorucu bir kalabalık değil sakin bir karmaşa vardı.
Demokrasi parkından yürüyerek Beşiktaşa indik. Burada bir yemek molası...Bilen bilir bense ilk kez Dürümce'ye gittim.İlk kez böyle bir mekanda türk sanat müziği çaldığını duydum,garsonlar,servis ve mezelere iyi. Adana mantığını buraya taşımışlar bol kepçe uygun fiyat...
Buradan Bebek'e geçti(yaya olarak yine) Bebek'te ise yorucu bir kalabalık vardı. Birçok ünlü ismi görmek mümkündü. Burada olma sebepleri insanların biraz da popülerlik. Bir kahve molası kadar dayanabldik ve Ortaköy'e dönüş.
Ortaköy'e açılan yeni mekanlarla daha da güzelleşmiş. Sahildeki mafya bozuntusu çay bahçeleri giderse daha da güzelleşecek. Hala kapının önünüde müşteri toplama Ortaköy'e yakışmıyor. Oralardan uzak durun, fahiş fiyat,kötü hizmet, mafyavari ye defol tarzı garsonlar var orada. Onun dışında kitapçılar,kumpirciler,barlar,kafeler,incik boncuk,tablolar her köşesi ayrı güzel Ortaköy'ün.
Yaklaşık 15 km. yoldan sonra,gece ayaklarımız biraz ağrıdı:)
Pazar günü Heybeli Ada'nın huzuruna bıraktık kendimizi. Adanın ortasından en tepesine kadar giden merdivenleri tırmandık ve gözlerimize ziyafet çektik. İstanbul'da yaşıyorsanız böyle kaçamakları es geçmeyin derim. Bu gözler kaç gün daha görür bilinmezliği varsa hayatta,her manzaranın tadı çıkarılmalı bence. Ada çayları,tavla ve martılar, 1 günlük tatil böyle olur...
Yorumlar
Yorum Gönder