Dün Kos'tan sabah 9 'da superstar II feribotu ile yola çıktık. Feribot saati 2 defa değiştiği için geceyi uykusuz geçirdim, zira sabah yine bir değişim olduğu için geminin bizsiz yola çıktığını kurdum kafamda. Kaygı senaryolarında iyiyimdir. Kos'ta herkes uyurken ve her yer kapalı iken iskelede beklemeye başladık, tek araba bizdik. Kalkışa daha çok vardı, doğru yerde miydik vs.vs. veee aklıma marine trafic geldi, evreka! rahatım.
İskelede biri müthiş ingiliz aksanı ile aynı gemiyi bekleyip beklemediğimizi sordu, aksana bu kadar dikkat eden biri olsa olsa Türktür diyerek peşine takıldım ve yine tam isabet ; Eylül yaşlarında bir kız çocuğu. Hemen kızları tanıştır, aileler arası small talk, işte keyifli bir yolculuk böylece başlamış oldu.
Gemi çok tenha ve konforluydu, üst katında açık bar, iç mekanlardaki temiz rahat oturma grupları...
Yolculuk 7,5 sat planlanırken 9 saat sürdü,biraz hava vardı ama çok sallanmadık.Yolda 3 adaya uğrayıp yükleme boşaltma yaptık. Akşam 6'da Evdilos'da indik, gemi Mykonos'a devam. İkeria'da Mykonos yolcuları olduğunu tahmin ettiğim bir dünya genç(ama hepsi genç ve bohem,çok şaşırdım) bizim feribota ve bizden sonraki BlueStar'a bindi. Kasabanın bizi şaşırtan kalabalığı bir anda boşaldı.
Deniz kenarında bir şeyler yedik, çok lezzetli ve ucuz olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Bir mini market alışverişi sonrası eve doğru yola çıktık.
Yollar daracık(merkezlerde), hemen tıkanıveriyor trafik. Uzun bir Filistin destek konvoyuna denk geldik gençlerden oluşan yine, mutlu oldum. Evimize giden 30 km'lik yolu 1 saat hesaplayınca başımıza gelecekleri az çok tahmin etmiştik, ama yine de beklediğimden iyi çıktını söylemeliyim. Armenistis, Nas gibi beach partylerin verildiği merkezleri (ha sürttük ha sürtücez diyerek ecel terleri ile geçtik buraları) saymazsak yollar bol virajlı ama güvenli. Yan taraf müthiş manzaralar sunuyor, çift şerit, korkuluk var. Ama o merkezi yerlerin kalabalığından geçerken tek düşüncemiz eve varıp 5 gün boyunca çıkmamak oldu. Lakin insanoğlu bu her şeye alışıyor, mapsten yer bakmaya başladık bile...
Evimizi gördüğümüz gibi niye buralara geldik soruları dağılıverdi kafadan, bir de seyahatin en pahalı evi bu. Ama değmiş, bayıldık. Esintisi ve sessizliği, dekorasyonunun inceliği, hepsini hepsini sevdik.






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder