Hayat Bahar Olsa...

 


Hava güzel bir bahar, içim puslu sıkıntılı. İçimizdekileri gösterebilsek belki anlaşılır, kelimelerle anlatamıyorum çoğu kez. Sadece beklemek lazım, yine beklemek. Bahar geçsin, çiçekler solsun, zaman sadece soğutsun ama daha da soldursun.

Daha önce yazdım belki ama yine buldum notlarımda yine yazmak istedim. Kemal bir öykü anlatmıştı bana, içinde yaşananları ne güzel anlatmıştı böylece bana.  Kardeşi olduğu için hissettiklerini masal diye anlattı. Çocukken içindekini sözlere dökememek daha yoğun olmakla beraber hayatımız boyunca devam ediyor. Çıldırır insan...

Sayfama kötü anları yazmamak lazım, belki de yazmalı ki unutmamalı. İleride bu noktaya nasıl geldik sorusunu ararken her şey unutulabiliyor.

Tahammül edemediğim şey küçükken beni çok inciten olaylara tanık olmak. Bu çok kötü, çok katlanılmaz bir şey mi? Kuşkusuz herkes için değil , benim için yalnızca. Birisini senin için konumundan dolayı erişilemez bir noktaya taşımak, kendi aile huzurunu kaçırmayı önemsememek. Senin için doğru olanı bana yaptırmaya çalışması, yapmadığımda çocuk gibi kapris yapması. Senin kırgınlıklarını, kırgınlıklarını dinlemeye bile tenezzül etmeyip kendi hassasiyetlerini müthiş büyütmesi. Sanki bir savaştaymışçasına taraf olması. Söz geçiremediği kişilere karşı pusmak, sözüne değer veren kişiye karşı arsızlaşmak. Kimseyle hesaplaşmak istediğim yok, herkes kendi olmanın karşılığını görecek, buna müdahale edebilecek bir güç yok dünyada. Benim tahammül edemediğim puslu hava, kendimi kapana kısılmış hissediyorum. Aklımda hep kaçma planları oluyor. Bakalım biraz da böyle olsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar