Aniden Gelir Bahar


Dün aniden geldi bahar. Mutluluk demek bahar, kilotlu çoraptan kurtul tişörte geçebilirsin , az kaldı okul bitiyor demek bahar. Hayatımın çağrışımları da zaman dilimleri de hep okulla ilgili. Öğretmen olduğum için değil bence farklı bir sebebi var ama adlandıramadım. Örneğim ben 15 yaşımdayken demiyor da lise 1'i bitirdiğim zaman diyorum. Aziz Nesin 'nin anılarında bunu farkettim, herkese göre hayat okulla akmaz fakat. Belkide okulda mutlu olmak, başarılı olmak ya da istediğin yerde olmakla alakalı bir durum bu. Kendimde düzelmeyi çok istediğim bir eksiklik aferin delisi olmamdır. Okulda da aferin alan bir öğrenciydim. Günün birinde birisi çoçukluğuma inerse bunu çözümler umarım. Yoksa psikoloji kitaplarından okuduğum kadar kendimi çözümlemeye devam edeceğim sanırım.

Hiç gelmeyecek gibi gelen günler ,aynı bahar gibi hızla gelebiliyor aslında. Zaman herşeyin ilacı bunu hep biliyoruz da yinede geçerken sıkıntımızı başkalarından çıkartabiliyoruz bazen. Çok üzüyor beni , çok canımı sıkıyor ve her seferinde geçtiğinde bir daha ki sefere daha sabırlı olmaya söz veriyorum kendime. Ama o zaman gelip çattığında yine elimin altında en kolay kırabildiğimi kırıyorum yine. Evet Aslı daha kütüphaneler dolusu okumalısın kendini eğitmek için ama yine de olmayacak bazen. Çünkü sen Aslı olarak doğdun ve ölünceye dek mücadelen bu. ama bazen de başarıyorum ya işte o zaman da tatmini çok tatlı. Mesela çoçuklarım büyüdüğünde başardığımı mı hissedeceğim acaba. Beni çok korkutan sorulardan biri bu. İçten içe başaracağımı düşünüyorum ama herşey masallardaki gibi mutlu sonla bitmez diyor içimdeki ses korkuyorum. Birde kendimi sanal aleme böylece açmaktan hiç hoşlanmıyorum ama başka türlü yazma işini rayına oturtamayacağım biliyorum.

Bir de yaşlanmakla birlikte olgunlaşamamaktan korkuyorum ben. Çevremde en sevimsiz bulduğum tipler bunlar işte. Çınar gibi olmak istiyorum ben, yaşlandıkça büyümek , benimle olanları gölgemde ferahlatmak. İşte bu yüzden okuyorum , okuyorum , okuyorum...

Kendime Not : Mylast üzerinde dur, benimle aynı okuma zevkine sahip birilerini bulmalı diyorum çünkü her şeyi okuyamayacağım ,bu kesin bari zaman kaybetmeyelim değil mi?

Kemal bu aralar babasını çok özlüyor, herkesin babası geliyor benimki niye gelmiyor dedi geçen gün. Parkta babasıyla gelmiş çocuklara babasından bahsediyor, benim de babam var diye. Onlara özeniyor. Bu duruma üzülüyorum ama ifade edip içine atmadığı için seviniyorum da. Mehmet uzakta onu hepimiz özlüyoruz, bunu değiştiremem, ayrıca çocuklarımın baba mahrumiyeti yaşadığını da düşünmüyorum . Tıpkı benim eş mahrumiyeti yaşamadığım gibi. Mehmet buradayken bunları fazlasıyla telafi ediyoruz, Kemal 'in ki özlem sadece. Umarım her zaman duygularını ifade eder böyle. Anlattığından daha fazlası içinde saklı mı? Sanmam , yoksa gece sayıklamaları bu yönde olurdu. Onun ki daha çok istemediği bir şeyi yapmaya direnen cinste. Eylül ise Mehmet i unuttu. İki yıl sonra özleyenler kervanına o da katılacak kesin.

Kendime Not: Akıllı telefonum bozulunca bir süre onsuz yapmaya çalışacağım. Ona verdiğim saatleri daha güzel değerlendirebilirim tabi ki ama onsuz yapabilirmiyim deneyeceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar