Haftasonu Kabusu


Bu haftasonu tam bir kabustu. Çocukların peşinde koştuğum ama ikisini de memnun edemediğim klasik bir "babasız" haftasonu geçirdim.

Cumartesi Tirilye'ye gidelim dedim(demez olaydım). Orada her türlü çocuk avcısına(pamuk şeker, dandik oyuncakçı vb.) boyun eğerek yeter ki tadımız kaçmasın desemde olmadı. Tadımız her türlü kaçtı, yok bebek arabasına ben binicem , yok salıncaktan o insin ben bineyim vb. oradan bir b.. anlamadan çocukları kaptığım gibi eve dönüş.(Bursa'nın sahil kenarlarında oturacak adam gibi bir yer bulamamak ayrı bir yazı hatta kitap konusu)

Ertesi gün Akçalar'a göl ve nine ziyaretine gittik. Burada da kardeşimi uyandırıcam diye tutturdu, uyanan kardeşi de 1 saat boyunca ağladı. Baba evi mutsuzluğu da (klasik 35 yıldır devam eden senaryolar, diyaloglar vb.,benim de psikolojim toleranssız orası kesin) eklenince , artık okul başlasın diye saatleri saydığım müthiş bir haftasonu geçirmiş oldum. Bir de gece öksürükleri (3.ümüz birden) üstüne tuz biber...

Bu güzel anımda burada dursun, ileri de bu günlere bakıp oh be geçti çok şükür ,zordu çok zordu ama geçti demek için, geçince zaten çok kolaymış gibi gelmemesi için....

Öz eleştiri: Mehmet varken olan yokken niye olmuyor üzerine iyice düşünmem ve çözmeme gereken bir olay.
Mesela bir yere gittiysek Mehmet çocuklara hiç karışmaz, sınırsız telefon ve abur cubur hakkı verir. Bu da işleri kolaylaştırıyor tabi. Ben de yapayım desem de içim el vermiyor.
Mehmet varken moraller yüksek sanırım hepimizin bu da bir etken.
Mehmet yokken benim aileme çok fazla beraber oluyorlar, bu da işin suyunu iyice çıkartıyor.
Belki birşeylere fazla acele ediyorum, Mehmet'siz planlar için 1-2 yıl daha beklemek lazım, zira evde site bahçesinde durumlar bu kadar kötü değil. Benim aceleciliğim bu. Yalnızken daha sakin yaşamalı 1-2 yıl daha. Halbuki benim çılgın planlarım vardı(tatil yapacaktım çocuklarla yada uzak bir yolculuk)
Babaları yokken daha toleranslı olmayı öğrenmeliyim.
Bir de arada onlarında benden uzaklaşmaya ihtiyacı var bu gerçek.Hep dibimde tutmamalıyım onları.

Dün sabah uyanır uyanmaz Kemal okul var mı diye sordu. Yok deyince "Anne okul olmadığı günler ne güzel günler dimi"
Keyfi gıcır okul yok diye, bana bir yardımlar filan sonra da "Anne erkekler kızlara yardım etmeli"
Eylül'e minik patlıcanımız çok tatlı dimi filan sonra ne oldu da gün b..a döndü bunlar hep derin sorular...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar