Gökyüzü



Günün tek iyi yanı gökyüzü olabilir bazen. O zaman bununla yetinmek gerekir, bir süre yapmam gereken tam da bu. Sonrası ya iyi ya kötü, bilinmez.

Bir bitkim var. Yeni evlendiğimizde , Suadiye'deki evimdeydim daha. Yine yalnız olduğum bir dönemde, evimi yuva yapmaya çalışıyordum ,ıvır sıvır ve dekorasyon şeyleriyle.  Esas almak istediğim bitkinin yanında eşantiyon gibisinden verdi satıcı. Rüzgarda devrilmiş, dalı kırık. Esas oğlan öldü, o ise yıllardır benimle. Büyüdü kocaman oldu, Tavana değiyor boyu, çok nazsız , ne yapsam nereye koysam razı. Çoğaldı, 2 saksı oldu hatta üçüncüsünü ektim. Benzerini etrafta görsem de aynısına hiç rastlamadım. Yaprakları buna benzerlerini gördüm ama onların gövdesi kalındı. Benim ki ince uzun , benim gibi. Küçük prens çiçeğini sadece onun olduğu için seviyordu ya o herkesin harcı değil. Benim sevgim bir şeylere bağlı, yazık. Ama galiba bu bitki böyle. Bizi biz olduğumuz için seviyor, alınmadığı gücenmediği ,gücense de gönlü kolay alındığı için de en çok ona hor davranılıyor. Halbuki bunların hep tortusu kalır dipte , ileri de tortularını kusar insan bu sefer de çok konuşan kafa ütüleyen olur. Yine horlanır, en az dikkate alınan olur.

Çok konuşma ihtiyacı mutsuzluktan ileri gelir diye bir şey okudum ya da dinledim. Bunu düşünüyordum da, galiba öyle. Peki mutsuz insanı mutlu etmek için ne yapılır? Bunun cevabı yok. Mutsuzsan mutsuzsundur. Biriken birikmiş, yaşanan yaşanmıştır ve böyle gider.

Gökyüzü yine de güzel...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar