Sabah Sayfaları 1

  


Sanatçının yolu kitabında yaratıcılığın 1. yolu sabahları 3 sayfa yazmaktı. Benim sanat ve yaratıcılıkla ilgili kaygılarım yok, benim ki bir nevi terapi niyetine. Az konuş çok yaz ,o zaman her şey daha anlaşılır, daha büyülü...

Sabahın tazeliğini ve sessiz telaşesini çok seviyorum. 5'te kalkan piskopotlara katılsam mı diyorum bazen ,o zaman gece hayatımı sonlandırmalıyım, 1 yatıp 5'te nasıl olacak? Ama 6 makul, bunu deneyebilirim en azından Mehmet yokken...

Önümde laptop , yanımda kahvem , gökyüzüne karşı yazıyorum , Allah'ım çok havalı...

Bugünlerde gökyüzü çok güzel, Güneş pembe ışıklarla doğuyor. Hava çelik gibi soğuk fakat kurak ve rüzgarlı. Sanırım sebebi bu. Yaz-kış saati uygulamasından vazgeçilmesini sevdim ben. Güneşin doğuşunu 8'de izlemek çok güzel, 4'te gece olmaması da.

 Oysa Kemal boğaz enfeksiyonu geçiriyor , adet sonrası düşüklüğümü yaşıyorum. Hayat pek toz pembe değil. Ama iyi gelenleri (spor , edebiyat , az sosyal medya) dirayetle uygularsam ortalama moral seviyesini yakalıyorum. İçimin çoştuğu üst seviye (müthiş manzaralara karşı hafif çakır) , belki de esra erol izleyenler doğru yapıyordur diye düşünüp hayatın anlamını sorguladığım dip seviye (müthiş bir kavga sonrası , hastalık zamanları) her zaman yaşanmıyor. Neyse ki üst seviye dipten daha çok. Totalin pozitif olduğunu düşündüren şey tam da bu zaten.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar