Ben seni sevmeyi kitaplardan öğrendim. Nasıl seveceğimi değil, o kısmı bana özgü. Nasıl bir adamı sevebileceğimi... Çünkü orada gerçekte olamayacak kadar çok erkek tanıdım. Bir insanı tanımamız için gereken süre oldukça fazladır ve yaşam süresi (hele ki aşık olabildiğimiz süre) oldukça az. Kaldı ki bu süreyi birisine ayıracak olsanız bile kendini bir kitabın onu anlatacağı kadar açıklıkla ortaya koyamaz. Ama kitaplarda her şey size açıkça sunulur, belirli kişi tipleri sanki kataloglanmış gibi ortaya koyulur. Hem de usta bir kalemin elinden, tüm yönleriyle. İşte ben de kitaplarda tanıdığım o bir sürü kişi içinde tanıdım insanları, iyi ve kötü taraflarını, cazip ya da itici taraflarını...Onlardan birini seçtim ve o sendin. Sen cidden o muydun ben sana onu mu giydirdim ? Bunun çok önemli olduğunu sanmıyorum.
Paulo Coelho nun bir kitabında okumuştum, herkes -her ne kadar öyle olmadığını söylese de- tüm seçimlerini bilerek ve isteyerek yapar. Ben buna yürekten inanıyorum. Kader bizim isteklerimize göre şekillenen oldukça karmaşık bir olgu benim kafamda. Yoksa ipleri yukarılarda bağlı kuklalar olduğumuza inanmak gerekir ki o zaman mücadelenin gücünü kendimde bulamam ben. İşte bu yüzden taa o zaman bile bilerek isteyerek seçtim seni. İstediğini seçebilmek bir şans(belki lüks) bu hayatta biliyorum, işte bu yüzden hep şanslı hissediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder