24 Aralık 2025 Çarşamba

Koşmasaydım Daha Mutluydum


Murakami 'nin "Koşmasaydım Yazamazdım" kitabında; koşmak ve roman yazma arasındaki paraleleliklerinden yola çıkarak yaşam felsefesinden bahseder. Esas nokta sevimsiz ve zor bir işi tekrar tekrar yapabilmenin dönüştürücü gücüdür. İrade, büyük dönüşümü gerçekleştiren o küçük adımları, her gün atabilme gücüdür.  "Acı kaçınılmazdır, ıstırap bir seçimdir". 

Benim koşma serüvenüm "Hak" şehrinde zorunlu hizmetimi yaparken başladı. "Sadece bilmek zorunda olanların bildiği" bir şehirde, yazı beklemek zorunda olmak ve daha bir sürü mental zorlukla boğuştuğum bir zamanda, oradaki yeşil sahaya gitmeye başladım. Niçin hiç hatırlamıyorum şimdi. Kulağıma müziği takıp kaplumbağa hızı sahada koşmaya başladım. Nihayet yaz tatili geldiğinde ;  duraksız dört tur atabilir hale gelmiştim. Şimdi bile, fotoğraflara bakınca; o yaz geçirdiğim dönüşümü çok net görürüm. Mental zorlukları, bedensel ızdırap ile gidermek işe yaradı.

O zamandan beri , bedensel yorgunluğun iyileştirici gücü, bildiğim tek terapi diyebilirim. Spor sırasında ne kadar zorlanmışsam, sonrasında o kadar tatmin. Ama o ilk adımı atmanın zorluğu, kendime koyduğum hedefin(yılda en az bir koşuya katıl mutlaka) huzursuzluğu hiç peşimi bırakmıyor. Uzun aralar ciddi mutsuzluk yaratıyor. Çokta iyi olmadığım koşma işinden çok "koşan kişi" olmayı seviyorum sanırım.  Bu işin ortası var mıdır ? Ben bulamadım...

3 yorum:

  1. Acıyı deneyip ıstırabı reddetmenin sahnesi. Kaplumbağa hızında atılan adımlar hızlı bir zihin devrimi yaşatmış efenim, bu iyi bir şey evet. Kaplumbağa hızında koşarken, önünde olan bir kamplumbağa oldu mu? Bu önemli :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil