Hayat, En Bilge Öğretmendir
Dün gece mutlu, dingin rüyalarımdan birini gördüm. Genel konu değişmez zati, konsept değişir genelde. Evim çok güzel, mükemmel bir konumdadır. Hava bahardır, içim şefu usta kadar dingin. Çocukların okulları ile ilgili ikircikliyim ama her yol paris rahatlığı da var. Hadi oxford mu cambridge mi gibi bir seçim. Mehmet'i kıskanıyorum ama bana ait olduğunu da biliyorum (en tatlısı) Böyle dingin bir rüya böyle fırtınalı bir gecede nereden çıktı dersek yine eşşeğimi buldum , Mevlam yine beni mutlu etmek için zaten elimde olan şeyleri bir kaybetsem neler oluru bana hatırlattı. Durgun dediğimiz havaya fırtına sonrası dingin deriz. Çünkü dinginlik için fırtına gerekir.
Yani 1 ağustos günü denize karşı değil evimin manzarasında, şu tatlı yoncama bakarken buldum kendimi. Bu yonca sürekli yavru vermesiyle, ara ara da tatlış çicekler açmasıyla gönlümde ayrı yeri olan bir çiceğim. İyi bakılıp bakılmadığını hemen belli eder, içten pazarlıklı değil açık. Beni seven ve evimde yavrulayan canlılara ayrı bağlanıyorum. Orkide öyle değil mesela ne güzel çiceklendi derken 1 haftada ölebilir, mücadeleci değil hiç. Çünkü yabancı, deplasmanda.
Tabi ara ara yapmasa olmaz , tatlış arabamda pazar İstanbul dönüşü arızalanınca onun da sıkıntısı üstümdeydi. Dün babam sağolsun onu hallettirdi sanayide. Neyse ki çok ta önemli bir şeyi yokmuş. O da ferahlattı beni.
Gün sonunda elimde aynı hayat var ve ben daha mutluyum, ne güzel...
Yorumlar
Yorum Gönder