2022 Yaz - 6000 km , 2 ay

6000 km , yaklaşık 2 ay ve bir çok yer. 20 haziranda başladığımız yolculuğu 20 ağustosta bitirdik , karavan ile en uzun tatilimizi yaptık. Yorucu , öğretici , fantastik tam da olması gerektiği gibiydi her şey. İçindeyken belki kusursuz değildi şu an tam da öyle olduğunun farkındayım. Tatil tam da böyle olmalı , hayat ise buna yakın. Şuan gotik bir havada kirli bir şehirde düşünmek bile acı veriyor o günleri

1. 23.06 Adrasan - Kıyı Camping

Afyonda durak yapalım mı , direkt mi gitsek derken 12 saatin sonunda Adrasana vardık. Son 100 km 'de emektar aracımız da arıza yapınca yusuf yusuf Adrasana ulaştık ama aklımda tek bir soru : Bu yokuş bu araçla tekrar nasıl çıkılacak? 12 saat ve zorlu coğrafya yoruyor adamı ve arabayı. Kampa dar attık kendimizi , karavanı kurduk fakat dumur içindeyim. Kampda manzara yok, dibimizde başka karavanlar, hava sıcak, buzdolabı arıza vermiş. Demek ki neymiş bir daha bu kadar uzun yolculuk yok. Ama çift tablet ve kulaklık sayesinde çocuklardan yana sıkıntı yaşamadık. Teknoloji sen nelere kadirsin. Morallari yükseltmek lazım, hadi dedik denize, akşam denizi nasılmış bakalım, yoksa duşla serinleme mümkün görünmüyor. Neyseki deniz 300 metrede görmesekte gidebiliyoruz, bu kadar yakından nasıl göremezsin ? Çünkü karavanları arka bahçeye atmışlar ve kot farkı var. Neyse deniz serinletince tuz su morali yükseltiverdi. Gece cocukları yatırdık yıldızlar altında keyif yapıcaz, ne mümkün tepemizde projöktör ışığı , 12 den önce kapamıyorz efendim. Ona da peki , biz de öyle yerleşince zırt pırt yer değiştirmek yok.

24.06 :Kamp önünden denize girelim dedik, malum adrasan tekne turları meşhur, denizi girecek yer bulmak mümkün değil tek ipleri her yer. Neyse saati geldi onlar açıldı bir rahat nefes aldık fakat denizi sevmedim hemen derinleşiyor, buradan başlama fikri de benimdi. Kendi kendime adrasanı niye övmüşler burada güzel olan ne kafamda deli sorular. Bana göre orantısız turizme kurban gitmiş bir köy, otel filan yok ama kamp ve pansiyoncular da yeterince turistik. Özgünlük yok gibi...Neyse dedik tekne turunu yapalım biraz etrafı gezelim gideriz. Dönüşte daha erken adrasanda denize girelim dedik ki iyi ki demişsiz. Uç tarafta halk plajına gittik , plaj temiz tenha sezlong semsiye 10 numara deniz 100 numara, evet şimdi gel keyfim gel diyebilirim. Hava da cillop bunaltmıyor. Aklımı seviyim iyi ki Adrana gelmişiz:)

25.06 :Kampın bize önerdiği yerden tekne turu aldık (kamptan çok mu memnunsun niye onun önerdiği tekne?) Tekne Sulu Ada turu yapıyormuş , megerse 2 seçenek varmış ya sulu ada ya porto ceneviz tarafı. Bilmeden tarafımızı seçmişiz , yerli maldivlerde bol kalabalık içinde sulu adayı gördük. Kötü yemekli, bangır müzikli kötü bir tekne turu oldu, neyse sulu adayı görmedik demeyiz. 

26.06 : Halk plajı devam , sonra yağmur ,çocuklar ilk kez yağmurda yüzdü. Her şey mükemmel , yüzerken bir ormana bir dağa bir gökyüzüne bakıyorum, Allah'ım diyorum iyi ki burdayım bu andayım çok şükür bin şükür...

27.06 : Phaselis antik kenti , çok güzeldi yine , içinden denize girilen antik kentler en güzeli :)

28.06 : Gelidonya feneri yürüyüş. Mehmet'in provekesi çocukların öfleyip pöflemesine rağmen fenere vardık ve hepimiz değdiğine hem fikirdik. Sonra korsan koyu gözleme molası ( ölen kocasına beddualar eden yörük teyze, seni hiç unutmayacağız, kocanın ölümünü domuz gibi şişti kaldı diye defalarca anlatman çocukları şoka uğratsa da gözleme ve limonatan güzeldi) , muhteşem koyda gün biter. Normalde çok kalabalık olurmuş burası şansımıza tenhaydı, zevkini çıkarttık.

          Adrasana iyice alıştık, Kemal sabahları bisikletle ekmek almaya gidiyor , akşam yürüyüş yapıp dondurma yiyoruz. Kampta kavga sever bir karavan var yanımızda , yan kampla kavga ediyor. O bile keyfimizi bozamıyor.



29.06 : Demre'ye yolculuk. Arızalı olsa da bizi yolda bırakmayan Subarumuzla - japonlar araba işini biliyor arkadaş- Demre'ye 2 saatte vardık. Yolculuk dediğin böyle olmalı. Andriake campınge (sahibinin sineğimiz boldur ona göre uyarılarına rağmen) yerleştik. Kamp çok güzel,  oldukça tenha , kendimize kuytudan bir yer seçtik nihayet aradığımız huzur. yürüme mesafesi çayağazı kumsalı var. Caretta alanı , tesis yok ,deniz soğuk sığ kumlu ve dalgalı, bu yüzden pek popüler değil. Oldukça tenha  , işte tam da aradığım bu. Plajın sonunda çay var , kano kirayalıp zeus tapınığına gidilebiliyor fakat çocuklarla izin vermediler bize. Çay müthiş soğuk köprüden atlanabiliyor, çocuklar sevdi.


30.06 : Likya medeniyetleri müzesi , Myra antik kenti ,Sülüklü plajı. Kumlu dalgalı yine de güzel ve tenha

01.07 :  , Taşdibi plajı buradaki belediye tesisi müthiş. Görece kalabalık yine de en sevdiklerimizden oldu.


02.07 : Kampta tanışıp kaynaştığımız Muammer-Begüm ile tekne kiralayıp Kaleköy Kekova turu yaptık, akşam 4'ten sonra. En keyifli tekne turu buydu. Kaleköy'de kalbimi bıraktım.

03.07 : Subaru bana fazla güvenmeyin deyince Antalya'da bulduğumuz pikabı aldık. Yeni pikabımızla artık dağ tepe demeden gideriz diye seviniyoruz , tabi bu Demre'deki 2 günümüzü yedi ama olsundu kalbimde yatan aslanı buldumdu... 

04.07 : Taşdibi yeniden , seviyoruz seni ....

06.07 : Demre'yi çok severek ,tekrar gelinecekler listemize alarak ayrıldık. 2 buçuk saat sonra Fethiye .Karaot , bu sefer kampsız kalalım doğaya yıldıza doyalım derken yanımızdaki oteli hesap etmeyerek gece 2'ye kadar disko müziği dinledik , olsun bu da böyle olsun. Gece öncesi mezatta karavan dostlarımızla balık yedik o da ayrı güzeldi. 

07.07 : Karaot'un denizini pek sevmedik. Belediye tesisi çok güzel çok leziz olmasa da fiyatlar uygun hizmet güzel. Muğla'da insanlar mutlu gibi, kamu çalışanları hep güleryüzlü. Kamu maaşı insanı mutlu ediyorsa orası güzel yerdir. Muğlayı yaşanacak yerler listeme yazdım. Kahvaltıyı burada halledip biraz deniz, sonrası karavanı arkadaşın otoparka çekip ver eleni Bursa. Karavandan kurtulunca kuş gibi vardık Bursa'ya



19.07 : 12 gün Bursa sonrası Fethiye'den devam. Akşam geç saat varacağımız için Leb-i Derya camping diye merkezde bir kamping bulduk. Kaldığım en pahalı ve kampa benzemeyen landı. Daha çok beach , düğün mekanı olarak tasarlanmış bir alan. Duş , çeşme , elektrik hep sorun. Sahibi ise gelene gidene ayar , enteresan biri. Tek gece kalırız dedik ama çocuklar sevdi 2 gün kaldık. Arka tarafındaki meşhur boncuk koyunu gördük. Güzeldi fakat kalabalıktı denize giremedik.



21.07 : Fethiye Karaot'un diğer ucuna bata çıka karavanı yerleştirdik. Sonrası 5 gün buradayız. 1 gün Kemal'in hastalığını saymazsak yıldıza doyduğumuz yer burasıdır. Kocaman sahilde , sadece karavanlarla güzel bir deneyimdi. Deniz sabahtan ve akşam vakti güzeldi. Gündüz güneşin altında olsak ta bitmeyen esinti bizi bunaltmadı.


22.07 : Göcek 'te tatilde olan komşularımızı ziyaret edip Göcek'i gezdik, göz tırmalamayan lüks evleriyle güzel yer. Karavan hayatıyla taban tabana zıt olsa da değişiklik iyi geldi.

25.07 : Göcek Osmanağa 'da kampsız kalmayı amaçladık , fakat koy küçük, bizden başka 4 kampçı daha olunca kalabalık geldi. Koy ise valelerin arabayı uzağa parketmesi misali yat ile doldurulmuş. Kalabalık olmasa deniz ve çam ağaçları güzel olabilirdi fakat şuan değildi. 1 gece kalıp Sarıgerme'ye devam ettik çünkü jandarma kovaladı.


26.07 : Sarıgerme belediye tesisinde güleryüzlü personel sayesinde yer bulduğumuz için sevindik. Kum zemin , deniz kıyısı şezlong şemsiye ve cafetaryası güzel. Deniz gün içinde dalgalı sabah yüzdüm ben de, tabi ki kalabalık ama alan çok büyük. Alan kirası 100 lira, zaten komşularımızın neredeyse tamamı sezonluk kalan Muğlalılardı. Elektrik var , çeşme yok. Suyu şişelerle taşımak gerekti. Tekrar gelinir etrafı gezdik bol bol. Aşı koyu , Kille Koyu , Dalyan , İztuzu , Yuvarlak Çay Her biri ayrı güzel. Yaşanacak yerler listeme yazdım burayı.




31.07 : Datça'ya hareket. Merkez Ilıca kampingte 3 gece kalacağız. Merkezde kalan arkadaşlarımızla buluşacağız, toplamda 3 aileyiz. Ilıca kamping ismini daha önce duyduğumuz bir yer , fiyatta biraz indirim yaptılar, o gün el değiştiriyormuş çünkü. Denize 0 , beach hizmeti de veriyor, kampta kalsanızda harcama limiti var sezlong kullanımı için, sandalyenizle serbest. Mangal alanı,duş tuvalet ve mutfak. Hepsi kullanışlıydı, en büyük sıkıntımız sıcak oldu burada. Neyse ki deniz serin, gece denize girmek çare oldu. Girişi biraz dar kamp alanının , günü birlik giriş oldukça fazla. Deniz datça zati, merkezi olması da çok kullanışlıydı. sabahları bisikletle alışverişe gitmek, yakınındaki ılıcanın havuzu oyun parkı , merkeze yürüyerek gitmek hepsi idealdi. Niyetimizden 1 gece fazla kaldık.

1.08 : Aktur , bir türlü kamp yapamadığımız Aktur'da günü birlik kullanım da vaemış. Haydi görelim dedik. Deniz çok güzel , kamp alanı biraz sıkışık , yeme içme ucuz. Niye kamp yeri bulamadığımızı da öğrenmiş olduk, önce aylık rezervasyonları alıyorlarmış, yer kalırsa haftalıklar. Aylık oldukça uygun olduğu için haftalıklara pek yer kalmıyormuş.

2.08 : Aktur güzeldi , bir gün daha Aktur

3.08 : Kargı tarafında Mandalya beachte denize girdik. Deniz güzel (carettalar vardı) , gölgesl bol , yemekleri lezzetliydi. Sezlong için yeme içme limiti var , o mevkiye konuşlanmış karavanlar vardı ama karavanı bir kaç günde buraya yanaştıralım demedik, üşengeçiz , onun yerine palamutbüküne yayılalım istedik.

4.08 : Palamut bükü , akçabük kamping. Geçmiş yıldan farkı sezlong arttırılmış , beach hizmeti iyileştirilmiş. Yeme içme yaparsanız şezlong kullanılabiliyor. Yemek fiyatları makuldü, genelde öğle yemeğini orada hallettik. Mevsim itibariyle sanırım deniz geçen yılkine nazaran dalgalıydı. ama bu kampı seviyoruz, yine güzel dostluklar kurduğumuz bir hafta geçirdik burada. Datça yarımadasının geçen yıl görmediğimiz yerlerini keşfettik.  


10.08 : Datça yarımadasının en ucundaki antik kent knidosu görmeye geldik. Yol , manzaralar ve antik liman bizi büyüledi. Sanırım Egenin en bakir yerlerinden biri burası. Buralara tekne ile gelmeli , inmeye cesaret edemediğimiz koyları keşfetmeli diye düşündük.

11.08 : Marmaris Hisarönü kampinge geldik. Çok met edilen Evcan kampta yer bulamadık, kapı komşusu hisarönüne geldik. Datçadan çıkmaya zaten isteksiz olan ahali burayı görünce iyice dumur oldu, kamp denize sıfır ama kalabalık, sezonluk kalan teyze amca kampı. Denizin dimi kırmızı çamur, su bulanık. Nerede Datça denizi nerede burası. ama civara görmek istediğimiz yerler için bu durak yapılmalı





12.08 : Etrafı turlama günü, önce Orhaniye kız kumu , bir kere görmek yeter , fazlaca espirisi yok. Sonra Turgut Şelaleli (bu sırada yine biryerlerde yangın çıktı itfaye araçları ve yangın södürme uçakları geçmeye başladı) . Sıcak havada buz tatlı suya girmeyi seven Kayaaltılar burayı sevdi, çok büyük değil , soğuk suyu için gelinir. Sabahtan gelmeli , bizim gezimizi bitirdiğimiz sırada ana baba gününe dönmüştü. Oradan Cin Bükü'ne denize geldik, burası şahsa öel bir zeytinlik aslında, adamcağız kapı da koymuş fakat herkes üstünden atlayıp geçiyordu biz de öyle yaptık. Çöp bırakmadık , mal sahibini gücendirmedik umarız. Deniz güzel ,marmarisin hisaönü tarafı dalgalıyken burası sakindi. Deniz tabanında bolca mercan vardı. Karnımızı doyurmaya güzel Selimiye'ye gittik. Meşhur meksika restarantında çokta meksikan olmayan ama lezzetti yemeklerimizi yedik. Niye 5 yıldız verilmiş anladık, sahibleri aşırı(!) misafirperver çiçek çocuklar, yorumlara 5 yıldızı basmadan bizi bırakmadı. Fazla doymamıştık, yan tarafınaki fora balıka geçtik. Fiyat/performans yazın en iyisiydi. Keşke aç gelseydik. Sonrası meşhur pastanesinde keçi peynirli tatlı, keçi sütlü dondurma ile kapanış. Selimiye'yi yine çok severek , kalbimizi bırakarak kampa döndük.

13.08 : Kamperların keşki kampsız kamp yapılan Berk Asil Ertürk koyunu keşfediyoruz bugün. Keşfedilmeiş bir yer kaldımı heyhat, tabi ki karavanlar kapatmış burayı, yer yok. Zati doğa güzel sahil yok, dolayısıyla sandalye atacak yeri zar zor bir yamaçta bulduk. Yüzdük oturduk. Dönüşe çubuklu orman kampını ziyaret ettik. yine aylıkların öncelikli, haftalıkların yüzüne bakılmadığını öğrendik. Günü birlik alanı fazla kalabalık ve ayakaltıydı, karavan alanı daha güzel sanırım fakat ziyarete izin vermediler. Sezonluk karavancıya dönüşürsek aklımızda bulunsun.


15.08 : Yer var mıdır yok mudur tedirginliği ile Akyaka orman kampna gidiyoruz, yer var. Hem de geniş. elektrik olmadığı için sezonluk teyzeler yok burda, Akyaka sörfçü mekanı o yüzden çadırcı gençler ağırlıkta. Tam da aradğımız şey. Kumsalı yok denize 4 adet platformdan giriliyor, deniz soğuklu sıcaklı( bolca akarsu var denize karışan) Çam ağaçlarının altında kamp , tuvalet duş yeterli. Akşamları aradığımız sesizlik ve yıldızları buluyoruz burada. Akyaka zaten güzel, kamp merkeze yürüme mesafesi, denize girmek için sezlong kiralanabilen beach gibi bir yeri de var fakat kalabalık. İlk gün dışında burayı tercih etmedik. Burayı çok sevdik.


16.08 : Akyaka çkışlı ekne turları meşhur, bu sefer yorumlara bakarak birini tercih ettik. En eğlendiğimiz tekne turu bu oldu. Eylü ve ben Meşhur Kleopatra plajlı Sedef Adasını gördük. Mehmet Kemalle başka yere gitti. Ada kalabalık olsa da görmeye değer, bir de sonbaharda görmeli buraları.

20.08 : Aklımızda başka duraklar da vardı Yukarı Ege'de fakat Akyaka bizi bırakmadı. Duraksız Bursa. Şükür tabletlere ki sorunsuz geldik. Bursa'ya eli boş gelmedik tabi, covid pozitifiz ikimizde. 

Unutulmaz 2022 yazı böylece bitti. Ailemizi yeni maceralarda görmek üzere. Devam edecek...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar