Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bazı Tespitler

Orta yaşları sevdim ben. Daha az sinirleniyorum, akışına daha kolay bırakıyorum ve kendimi daha çok tanıyor kabulleniyorum... Minimalist tavrım gevşediğinde video izlemek çok motive ediyor. Şu tarz bir minimalistlik var , almadığım ayakkabılar,giysiler vs.. ile kendime şunu ısmarladım vs... Ama amaç sadece bazı şeyleren vazgeçip bazı şeylere yer açmak olmamalı bence. Beni bu motive etmiyor daha doğrusu. Ya hepsine yetecek param ve yerim varsa. Beni minimalizme çeken şey kafa rahatlığı, zihin berraklığı.  Sadeleşerek netleşmek istiyorum ben... Zor, kolay, iyi ya da kötü insan yok ilişkilerde. Birbirine uygun ya da uyumsuz kişiler var. Anne çocuk ilişkisinde de bu böyle. Kemal mi zor ben mi zorum. Aslında ikisi de değil. Biz sadece birbirimize uygun değiliz. Ona annelik taslamadığım zaman o kadar iyi anlaşıyoruz ki. Yani anne oğulken çok iyiyiz, ama ben ebeveynken,otoriteyken kötü bir ilişkimiz var. Hiç sevmiyorum o halimi ama sınırları çizmek zorundayım bu gerçek. O da kontrolün ba

Hayat Daha Dingin Bugünlerde...

Resim
Dün arabada eşyalarınızın kıymetini bilin kabilinden boş boş öğüt tehdit arası bir konuşma yaparken yaz başında aldığım ve kaybolan mataradan konu açıldı. Kemal o benim değil Eylül'ündü dedi(kriz anlarında çocukları birbirine kırdırıp rahatlıyorum acayip pedagojik yaklaşım) Eylül; anne pembe suluğu zihninden çıkar kavga etmek istemiyorum diye beni kesin bir dille uyardı. Bayılıyorum bu kızın kesinliğine, ne istediğini bilmesine. 4 yaşında kişiliği oturmuş sanki. Umarım onu da kendim gibi kararsız mualla yapmam. Ama yok o kötü geni Kemal yavrum almış, kıyamam. Üzgünüm evladım ben de kim bilir kimden aldım( aslında biliyorum da söylemek bile canımı sıkıyor) Yeni evde şöyle böyle olacak diye kendimi gaza getirmeye çalışıyorum. Aslında sitenin ıssızlığı korkutuyor beni, bir de yeni hayatın getirecekleri... Yeni evde kendime alacaklarım ; stand mikser ve bisiklet. Yakındaki minik ormanda gezeceğim ,arkamda Eylül yanımda Kemal .Stand mikserde uff ne biçim tarifler yeni aydınlık ferah mu

Hatalarımı Sevemiyorum

Kendini olduğu gibi seven , hatalarıyla seven biri var mı?Yoksa bu yaşam koçluğu satmanın bayat bir numarası mı? Ben hatalarımı sevemiyorum,hep tekrarladigim bana özgü yanlışlar bunlar ve tamda bu yüzden nefret ediyorum. Sabrın sonu selamet bu kesin ama selamete varmadan bitiyor bende sabır. Acele işe hep şeytan karışıyor ama ağırdan alamıyorum. Yavaş karar vermek,kararsızlık, kararından dönme ya da karar verirken tesir altında kalma hepsi var bende. Bir de gereksi korkaklıklarımı ve çizgilerimi iyi çizemememi sevmiyorum İçimde anlamlandıramadığım huzursuzluğum her ay ki hormonal depresyonum sevmiyorum sizi. Bir yerde okumuştum,"nerede değilsem mutluluk tam da oradaymış gibi" Her ayın 1haftası bende durumlar tam da böyle... Bedensel acıya dayanıklı ruhsal açıya dayanıksızım, endişelenmekten alamıyorum kemdimi(yine kaka tutma yaşıyoruz,ve benim sağlıkla ilgili kaygılarım tavan yaparken Mehmet uzaktan rahat ol diyerek yardım ediyor(olabilsem niye seni darlayım biraz destek o

Sanal Aşkın Zorlukları

O gemideyken sanal aşk oluyor aramızdaki,biraz uyduruk bir benzetme bu biliyorum.Anlatmaya çalıştığım şey internet üzerinden evlilik yürütmeye calisiyoruz. Halbuki sadece sözcükler nedir ki? Ben bir yazar değilken tüm derdimi yazarak nasıl anlatırım ona? Ki ikimizde normal ruh halimizde değilken yazisarak anlaşmaya calisiyoruz,ya da sesin geç ulaştığı konuşmalarla.. Sahi bizim normalimiz ne? Beraberken cok mutlu ayriyken çok mu mutsusuz.Hayir bu doğru değil bizim normal ruh halimiz bu,geçmesini beklemek yerine kabullenmek daha gerçek... Basit beklentiler mutluluk garantili  ,belki de çıtayı fazla yukseltmemeli... Bugun ev temizlendi, bazı kusurlar çıktı ortaya ,yarin santiye sefine bunları anlaticam o halledicez dicek ama halletmiycek .ben tekrar aramaktan bi de bunları mehmete raporlamaktan fenaliklar geciricem falan filan .. Mehmet in verdiği akıl aynı sert konuş bağır gerekirse,kendisi yapabilirmiş gibi Yahu millet kaypaksa bana ne,ben naifligimi bozamam... Yürüyen şato bitti,fi

Kötü Filmler

İzleme listemdeki bir filmi izledim bu gece bayat bir noel filmi çıktı.Nasil puani bu kadar yüksek anlamadim,2saatimi heba ettim diye ağzımda kotu kotu bir tat birakti keyfimi kaçırdı. Kemal yatma rutinindeki suyu fazla kaçırdı tuvalete kalkti her yani batirmis karanlıkta iserken sonra da yatagima yatti tabiki bana rahat uyku yok bu gece.Cok sesli nefes aliyor alerji ilaclarini biraktik diye erken sevindim sanırım dr dedigi gibi ekime kadar ilaçsız geçirmemiz zor görünüyor, sonrası aşı yandık.Bugun guzel ve dolu bir gündü.Aikido havuz park biraz tv ve sebze yemeğiyle benim iyi geçmiş gün tanimima tam tamına uyuyordu. Üstüne iyi bir film olsa keyfime diyecek yoktu suan. Cilt bakımını yapmadim,disimi bile hizlica fircalayip dogru yatağa.Kendim bile usendigim bazi isleri çocuklardan bekliyorum bazen saçmalık. Eylül arkadaslariyla oynarken eve cagirildigi icin bana kızdı icindeki canavar ortaya çıkıyor gerektiginde. o daha kolay ikna oluyor diye hep onun uymasini bekliyorum, aslında haksı

Tokat Gibi Gerçekler...

Benim onlara gösterdiğim her sabırsızlığı, her tahammülsüzlüğü onlar da birbirine gösteriyor. Mahsus yapıyorsun dimi, inadına yapıyorsun dimi...Bunlar benim cümlelerim. Hayat bu kadar acımasız olmasa keşke, benim saçmalıklarımı değil iyilikleri alsalar keşke... Bugünü yine günü sporla başlattım, geri kalanı da iyiydi. İyi günlerde başkalarına karşı iyi olabiliyorum ben, her zaman değil...Sırf biri iyi hissetsin diye konuşmak insana çok iyi geliyor. Bazen sadece karşımdakini sıkmak için konuşuyorum , böyle yapmasam keşke...İyilik için değilse susmalı insan. En basiti ,bir kaç güzel söz sadece, ne zor geliyor bazen... Daha sabırlı daha olumlu olmak için çabalayacağım, söz... Eylül:Anne ben neşe kaynağınım di mi, bu kadar neşeleneceğini düşünmemiştin di mi anne? Kemal:Niye yapıyorsun oğlum?Bir kere yaptıktan sonra artık farketmez diye düşündüm anne..

Güzel Günün Ardından

Bu sabah güzel uyandım, spor yaptım 2 tur tabata biraz wii fit, yarım saatlik bir aktivite nasıl iyi hissettiriyor bana. Yine de çoğu zaman ihmal ediyorum niye? Bilmem niye? Cocuklar tv izledi ben gıcıklık yapmadım, kahvaltılarını hazırladım kendime kahve. Bitti kahvaltı faslı onları dehledim odalarına ben etraf toparladım. Gündüz yeterli tv dozunu alınca Kemal, bir süre beni daraltmadan oyun oynayabiliyor (kısa bir sürecik ama) Ben işlerimi hallettim, sonra yulaf+yoğurt+meyve den oluşan hafif bir kahvaltı yaptım. Aralıklı oruç olayını saatler bakımından zorlanmadan yapıyorum, iyi de geliyor ama kilo vermedim hiç(istediğimden değil fakat slim fat olmak istemiyorum,vaadettiği gibi yağlarda bir azalma yok,gerçi youtube da 2 video izleyip yaparsan böyle olur belki de) Hazırlandık çıktık, onlar ananeye ben heykele. İşlerimi halledip perde seçmeye, onları da hallettim. Akşam kızlar geldi, bol kahkahalı sohbet , çocukları da darlamadım kızlar evcilik oğlanlar ekran tercih etti tabi ki. So

Sanki Durmayan Bir Koşuşturma

Birisi şöyle söylenirmiş hep ölsem de dinlensem, ben ölmek istemem ama o kadını çok iyi anlıyorum. Ben de sürekli yapacak bir işleri ya da telaşesi olan insanlardanım. İçimde her daim olan bir miktar huzursuzluk bana koşuşturmayı zorunlu kılıyor sanki, sanki sadece yemek+tv+uyku ile geçen günler müthiş ziyan edilmiş zamanlar(başka zaman dünyayı kurtarıyor değilim halbuki) İçimde susturamadığım huysuzu dinlememek için dürtüyorum kendimi... Bugün kahvaltı tv faslını geçince Kemal havuza indi, biz Eylül'le masa baktık döndük. Onu da indirdim havuza. Bahçede birşeyler okudum biraz, sonra Kemal eve çıkmak istedi(bensiz huzur bulmak için korkusunu unutuyor çocuk) Bir süre sonra Eylül'ü de zorla yukarı çıkardım banyo faslı öğle yemeği hazırla yedir. Elif geldi oynamaya. Kemal'le gizli!! oyunlarını oynatmadım diye bu sefer 3'ü karşıya geçtiler. Abim aradı pikniğe gelir misin diye. Gelmez miyiz oh akşamını da doldurduk çocukların...On gibi döndük, yıkan paklan yatak... Halbuki

Öfke Patlamaları

sinirlenince bagiriyorum,ilk tepkim bu oluyor ve cocuklarimda birbirlerine ofkelerini bagirarak gosteriyor.bunu cozmek istiyorum. bugun cocuklara size bagirmak istemiyorum ne yapmaliyim dedim anne kizinca ommmm yap(gozler kapali eller yoga pozisyonunda) dediler.tamam deniycem dedim. bugun bi yandan duvar kagidi bakiyorum magazada kemal cocuk koşesindeki oyuncaklari yerde firlatip bam bam ses cikartiyor uyariyorum faydasiz.Eylül yanima geldi ,anne eve gidelim ve sen ommmm yap dedi bende kendimi tuttum sanırım en azindan kizma ama patlamama durumuyla olayi atlattık.hadi bakalım cocuklar beni tedavi etsin...

Şu an

Küçük kuyu da bir sahilde,oldukça sakin zeytin ağaçları altında  yatıyorum. Sanki çok nadir yaşıyormuş gibi davranmiyacagım ama yine de aralikla aralikla nda keyifli bir durum bu.Deniz dalgalı,sesini sevsem de yuzmekten keyif almıyorum böyle zamanlarda. Bu aralar çok okuyorum az yazıyorum. bu bir cesit tembellik sanki,hep bakmak beklemek bir turlu harekete gecememek. Bazen merak ediyorum hep boyle mi olacak yoksa değişik maceralar yasayacakmiyim?hangisi daha guzel olurdu? Büyük degisiklikleri degil de ufak kacamaklari goze alabiliyorum sanırım...Degisiklik sevmekle maceraperestlik ayni şey değil. Kendimi dalgalara atayim biraz anin tadi tadi  çıkar.