Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kenarda - Arzu Bir Buyruk Gibiydi

Resim
        (Galapagos adaları gelecekteki Aslı'ya verilmiş bir görev daha) Onlar eyliyordu, kendi isteklerinin arzularının sonucu eyliyorlarmış gibi yaşıyorlardı. Onun ise tüm yaptıklarında zorlama bir yan, bir hoşnutsuzluk , bir eksiklik (yani kendisi vardı) . Yaşayan onlardı, O ise yaşamıyordu. Onların bir yaşamı vardı , onunsa henüz bir yaşamı yoktu. Yaşamaya daha başlamamıştı bile. Yaşamı ilerideydi , belirsiz bir uzaklığın öte tarafında yaratılmak için onu bekliyordu. O zaman bu özlenen yaşam bir düş gibiydi. Oysa bu düş tam olarak tüm yaşamını önceden anlatıyordu. Dahası yalnızca kendi yaşamını değil çevresinde oluşan, sürüp giden yaşamı da. İleride bir yaşam yoktu. Varsa bile burada değil, uzakta, ötede, ulaşılmaz (kim bilir nerede?). Böyle bir yaşam beklentisi tüm yaşamların içini oyup duruyor, kemiriyordu. Yaşam burada, şimdi olup bitiyordu ama ne onun ne de bir başkasının başından geçiyordu. Neden gitmek istediğini de bilmiyordu ama gitmek , çekip gitmek istiyordu. Bu bir ar

Her şey Güzel Olacak

Resim
Tamamen evrene mesaj bu gerçek fikrim değil. Yine bol sisli ve pis gotham sabahına uyandık. Etrafımdaki her şey plastik ve pis. Ama her şey güzel olacak diye kalbim inanmasa da dil söylesin bakalım, bir de böyle deneyelim. Yolda yürürken, araba kullanırken yüz ifademiz çatık,sert olduğunu fark ettim. İnsanların bu zamanlardaki hallerini izleyerek kişilikleri ile yargıya varırdım ben. Şimdi de bu konu üzerine kendi farkındalığım ile düşündüm. Pozitifim filan derken alabildiğine negatif bir yüz ifadem var benim. Bu saatten sonra yüzüme yapay bir ifade mi yapıştırsam (ki artık bunu deniyorum) ? Ya da boş ver kendini sev (yalan kabullen) mi demeliyim. O daha doğru. İnsanları acımasızca eleştiriyorum yalan yok, ama kendime saklıyorum bak bu iyi. O naif güzel ifade yalnızca kitap okurken ya da dinlerken yerleşiyor yüzüme. Ancak o zaman başka gözlerle görüyorum hayatı, işte kitapları bu yüzden seviyorum, bağımlılığım bu yüzden.

Puslu Hava , Kararan Hayatlar

 Mutlu bir 15 tatilin üzerine beklenmeyen , gereksiz bir kar tatili verdiler Ptesi günü. Süpriz tatili pek hoş karşılamadım, herkes okuluna ben yetişkinler dünyama dönmeliydim. Gel gör ki tek süpriz bu değilmiş. Ülkenin güneydoğusu müthiş bir depremle yerle bir olmuş. Durumun farkında değilken ilk refleks ordaki arkadaşlarımızı aradım. Herkes iyi çok şükür, tabi durumun ciddiyeti anlaşılmaya başlandı. Derken saat 1 sularında 2.şiddetli deprem meydana geldi. Durum daha da kötüleşti. Uzun zamandır iyi giden hava tam da bu hafta bozmuşken üst üste 2 şiddetli deprem, çok büyük bir alana yayılmış enkaz, neredeyse dümdüz olmuş 2 şehir , ülkemin tabi ki hazırlıksız, şuursuz afet yönetim durumu yaşanılan en büyük ülke felaketine dönüştürdü. Enkazların başında çaresiz bekleyenler, kurtulanların gidecek yer bulamamaları , yıkılan oteller hastaneler gidilemeyen yollar...Devletten umudu kesmiş,Haluk Leventten,sosyal medya fenomenlerinden yardım bekleyen insanlar... Ne yapmalı , kafamda hep bu soru

Üniversite Yılları ve Zamansız Ölümler

Resim
Her ölüm erken ölümdür demiş şair, hayır böyle değil. Bazıları zamansız bazıları tam da zamanında. Ananem , dedem tam zamanında ölmüştü mesela. Dedem kendinden yakınan halam uzaktayken ananem kardeşimin 2. çocuğu doğmuş ve anneme çok ihtiyacı varken öldü.  Dün üniversiteden bir arkadaşımın ölüm haberini aldım. Çok sarsıldım. Samimi değildik belki birbirimizden de pek hoşlanmazdık. Çünkü sınıfta delicesine sevdiği biri vardı, sevdiğini çok seven biriydi.  Onun çevresindeki herkesi tehdit sayardı. Zaten 40 erkek 10 kız öğrencili teknik eğitim fakültesi. Bir kere nasıl olmuştu hatırlamıyorum fakat derin sohbete dalmıştık. Takıntılarından,korkularından bahsetmişti bana. Sevdiği kişilere ya da şeylere fazlaca bağlanan biri olduğunu, ailesini kaybetmekten çok korktuğunu, babasının geçirdiği ciddi bir iş kazasından sonra ailesini kaybetme korkusuyla bazen baş edemediğini filan anlatmıştı. Ruhsal yönden sağlıksız ama samimi biri olduğunu düşünmüştüm. O günden sonra ondan ve sevgilisinden uzak

Hava kapalı içim ferah , şimdi yaz...

Resim
Çocuklar tv karşısında, ödevler büyük ölçüde bitti. Kendime meyve tabağı hazırladım, sevmediklerimden başladım hazzı sona bırakarak yiyorum. Yazmalı bunları dedim bilgisayarın karşısına geçtim. Geçmişe dönük okumaları çok seviyorum ve ne çok şeyi unuttuğumun farkına varıyorum hep. Yaşlanınca (umarım yaşlanırım) belki arada bir kendimi de okumak anılara dalarken gerçekçi olmak isterim. İşte blog o zamanda işime yarıyacak. 15 tatilin son günü , oldukça karamsar girdiğim tatilden ferahlamış kuş gibi hafif çıkıyorum. Evde otururum diye, planlama yapmadan başladım tatile. Dinlenmek , sağlıklığımıza tekrar kavuşmaktı esas düşüncem. Ama plan olmadan bir sürü etkinlik çıktı karşıma. Ismarlanmış yaşantıların keyifsizliğinden bahseder Geçtan, benimki de öyle. Ismarlamadım kısmetten çıktı .İyi ki de çıktı, hem dolu dolu keyifli geçirilmiş bir 15 günün memnunluğu hem de kavuşmanın son 10 geri sayımının heyecanı var içimde. Mutluyum , sakin ve huzurlu ama doyurucu bir mutluluk. Halbuki bir sürü aks