Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu Aralar Ölüm Üzerine- 27.12

Resim
Mehmet gitti beri ptesi günleri çocuklara yetişemiyorum, nöbet sınıfından ancak 6'da alıyorum onları. Özel sektör için normal bir durum bizim için sıkıcı. Eylül memnun, Kemal homurdanıyor. 3  kişi kalıyorlarmış sınıfta. Onun evde tv izleme saatleri bu, en çok canı buna sıkılıyor. Halbuki eve geldiğinde izliyor yine de ama gecikmeye bile tahammülü yok. Tutkulu bir çocuk Kemal, Mehmet'ten almış bunu. Keskin bir özellik bu , zorlayıcı olabilir. Ben de sevmiyorum aslında sabahın 8'inde ayrıldıkları eve 6 bucukta girebiliyor olmalarını ama şuan en iyi çözüm bu. Arabada aralarındaki konuşma Kemal:Eylül kemerini tak ölmek mi istiyorsun? Eylül:Evet ölmek istiyorum hayalet olurum sizi korkuturum,ne güzel Kemal: Ölünce hayalet olunmuyor , sadece yukarıdan dünyayı görebiliyorsun çok sıkıcı Eylül: Hayalet olurum ben duvarlardan geçerim Kemal: Hem hiç bir arkadaşın ölmedi ki çok sıkılırsın, bir tek dedem var orda Erken yaşta tanıştıkları ölümü kafalarında böyle bir yere yerleştirmişler.

2021 Ardından...

Resim
2021'in bende bıraktığı his hayatın tekinsizliğinin idraki oldu. Geri dönüşümsüz yaralar bıraktı, çok güzel anılar da. Bazı şeyler asla eskisi gibi olmayacak, hayat dolu dizgin akıyorken yolumdaki taşlara çarptığım da oluyor, eşsiz manzaralardan geçtiğim de. Bazen durgunlaşıp bunalıyorum bazen çağlayıp ferahlıyorum. Muhasebe hesabıyla 21...  Okunan kitap : 56 Seyahat : 9  Yeni Yer : Gümüldür, Selçuk, Datça, Selimiye, Cunda Milli Park ,Poyrazlar Gölü , Kocayayla kamp, La Cabana kamp  İdrak: Şehri sevmiyorum Benim için yeterli hareketlilik, mutlulukları kedere ağır basan bir seneydi.  Sene sonu kasım-aralık ayları maddi olarak sürekli zararda olduğum aylardı. Bu bana maddiyatla ilişkimi, hayata bakışımı sorgulattı. Başkalarına verdiğim tavsiyelerin, okuduklarımın pratikte ne kadar mümkün olabildiğini ve minimalist anlayışın faydalarını farkettiğim zamanlar oldu. Maddi zararların manevi yarara dönüştüğü bir dönemden geçiyorum. Bu da yanıma kalan kar olsun.  

Aklım Uzaklarda...

Resim
Hava soğuk , ev oturmayı içime sindirebildiğim bir hava. Uludağ bembeyaz , kayak sezonu açıldı bakalım bu sene bize nasip olacak mı? Sevgilim Hatay'da onu çok özledim. Alışmak genelde 1 ay , tecrübeyle sabit. Şu an özlemin acılı tarafındayım. Bir de kendime ettiğim eziyetler, daha ne...Keyfim yoksa beğendiğim yazarları bile okumaya izin vermiyorum kendime, illa ki okuma listeme mecbur tutuyorum kendimi. Dedem 40 türlü deli varmış derdi, aklıma bu söz geliyor hep. Dün gece hep sıkıntılı rüyalar gördüm, ruh halimden olsa gerek. Önce Eylül'ü yitirdiğimi gördüm, korkunç üzüntü, ağlamalar ve iç sıkıntısıyla 5 buçukta uyandım. Baktım ki uyku yok (Kemal'de gece yanıma gelmişti içime bir korku geldi anne diye) onu uyandırmaya korkarak kitabımı okudum, 7 civarı tekrar dalmışım. Bu seferde dedemi gördüm. Onun gözünde bir sıkıntı vardı çare bulmaya çalışıyordum. Neredeyse 9'a kadar uyumuşuz oğlumla, bizim için rekor. Sabaha karşı ev soğuyor, çocukların burnu o yuzden tıkanıyor san

Olur Öyle Bazen...

Resim
"Her nerde değilsem, sanki oradaymış gibi mutluluk" demişti yazar, tabi o daha güzel demişti ben bu kadar aktarabiliyorum. Şu an tam da böyle. Birisi, bir şeyler sebep değil buna sadece içimde bir huzursuzluk ve kafamda bir tuhaflık. Belki sigarayla mücadelem sebep buna. Eskiden böyle hissetmezdim , son 2 bırakma çabamda bağımlılık yoksunluğu yaşıyorum. Ve buna çok bozuluyorum, hani olmazdı bana böyle. Ferhan Şensoy ve Bukowski okumakta hiç yardımcı olmuyor mücadeleme , zira sürekli sigara yakıyorlar satırlarında. En son seferinde çok kolay ve isteyerek çıkartmıştım hayatımdan ve aklıma geldiğinde kokusu tiksindiriyordu beni. Artık bitti bu iş derken dönmek sarstı beni. Ve sonra ki denemeler oldukça kötüydü. Bu sefer 21 gün sınırını aşmak ve sonra karar vermek istiyorum tamam mı devam mı? Bu sefer başarırsam 1 taneden bir şey olmaz aptallığını yapmıycam umarım.  8. gün , 13 gün daha var bakalım...

Bu Aralar - 13.12.21

Pazartesi günü nöbetçiyim ve en uzun günüm. Mehmet Perşembe günü Hatay'a gitti , yeni işine. Çocukları nöbet sınıfından alayorum o yuzden. Eve gelişimiz 7'ye yaklaştı , yemek yedik neyse ki dün yapmıştım gitmeden. Şimdi en sevdiğim deri kanapemde sünger bob izliyip blog yazıyorum. Ev her zaman değil ama böyle zamanlarda müthiş . Dışarının soğuğundan sonra evin sıcağı, kot kazak kaşıntısından ev kıyafetlerinin yumuşaklığına geçiş ya da günü bitirmenin huzuru adı her neyse. Kabuğa saklanmak güzel bazen. Eylül empati konusunu öğrenmiş okulda. Şimdi bir konu olduğunda meditasyon yapar gibi düşünüyor ve buldum, sen şöyle hissediyorsun gibilerinden konuşuyor. Karpuzu dökünce Eylül çok özür dilerim anne , küçüklük böyle bir hayattır (19.06.21) Tuvaletini yaparken rahatlamam lazım kapıyı kapar mısın dedi. Aralıktan bakıyorum ellirini birleştirip ommmm yapıyor (19.08.21) Eylül emniyet kemerini daha eve gelmeden açıyor , ben yaklaştık açabilirsin dediğimde ise ağzıyla açma taklidi yapıyo

Rutin - 8.12.21

Erken kalkmayı sevsem de ilk hislerim dünün muhasebesi ve hoşnutsuzluk şeklinde oluyor. Karavanlı , tatil sabahları hariç. Mutlaka yatmadan yememem gereken bir şey yemiş ,içmemem gereken bir şey içmiş , yapılması gereken bir şeyi de yapmamış olurum. Hafta sonu yataktan kalkmam 1 saati bulur, bu sırada telefonu elime aldıysam kalktığımda, uyandığımdan daha moralsiz, kitabı elime aldıysam daha mutlu kalkarım. Hafta içi kalkıp banyoya gider hazırlanırım ve enerjim yerine gelmeye başlar. Giyinmeyi ve makyaj yapmayı seviyorum. Çocukları kaldır, servise yolla artık enerjim en yüksekte olur , oldukça mutlu hissederim kendimi. Ben de okula gidiyorsam sesli kitabımı açar, sabahın ve otobanın müthiş manzaralarını izleyerek okula giderim. Okulum Uludağ eteklerinde öğretmenler odasının manzarası çok yeşil ve gökyüzü yine muhteşem (mutlaka yüksekte oturmak lazım diye düşünüyorum her seferinde ama evim öyle değil maalesef) . Okul evime uzak diye yakınsam da yolculuk ve varışın beni  mutlu ettiğinin